Psikoloji disiplini kümülatif bilimsel bilgiler ışığında oluşmuştur. Klinik pratikler ise kuramların pratiğe dönüşerek uygulandığı bir alan olarak kabul ediliyor. Peki ya bu süreçte kitaplar danışan için neler barındırır? Felsefe, psikoloji disiplinini nasıl ve nereden etkiledi?
Terapistler okuma alışkanlığı olan danışanlarına süreci destekleyeceklerini düşündükleri okuma önerilerinde bulunuyorlar, çoğu ekolde "ödev" olarak da yer alan bu okuma tavsiyeleri kişiye soyutta düşünme becerisini daha fazla kullanmasını dikte ediyor elbette.
Disiplin Olarak Psikoloji
Felsefe ve Psikoloji disiplinlerini biraz derinden inceleyelim. Etimolojik olarak ele aldığımızda Psikoloji (psiyçēlogia)"ψυχή (ruh) ve λογία (bilmek/bilgi'si)" kelimelerinden oluşmaktadır. Felsefe (phílossophía) ise "φίλος (sevgi) ve σοφία (bilgelik) kelimelerinden oluşarak, 'bilgelik sevgisi' olarak ortaya çıkmıştır. Ortak olan bilgi göze çarpıyor.
Felsefe ile Kesişim
Psikoloji bilinç düzeyinde yahut bilinçdışında olan tüm duygu ve düşünce süreçlerine odaklanır. Bunları kapsamlarına, bağlamlarına göre birden çok alt alanda değerlendirir. İnsanda olan üst düzey beyin işlevleri ör: algı, dikkat, çalışma belleği, zeka, dil, analitik düşünme gibi işlevlerle birlikte sosyal bir hayvan olan insan, diğer insanlarla birlikte; yaşar üretir, gelişir ve kaçınılmaz olarak dönüşüm geçir. Psikologlar ise kişilerarası iletişim sorunları, zorlantılı yaşantıları, toplumsal veya içsel çatışmalar yaşayan bireyi bilimsel bir bakış açısıyla değerlendirir. Soyut kavramlar aracılığıyla veya soyutta düşünme pratiğinin kullanımı seanslarda yer alır.
Felsefe ise; varlığa, bilgiye, maddeye ve çeşitli soyut kavramlara sistematik problemler üreterek töz'e ulaşmayı hedefler.
"Tarihteki çoğu okuryazar toplum, nasıl iyi bir yaşam sürebilirim, gerçeklik nedir, nasıl doğruyu bilebilirim" gibi, felsefenin konusu dahilinde olan pek çok sorunun arayışı içinde olmuştur."
Comments